deniz-ucbasaran-ile-soylesi-kitapkurduanne-yazar-ve-cizer-soylesileri

Deniz Üçbaşaran ile Söyleşi

Merhaba !

KitapkurduAnne´yi baştan beri takip edenler bilirler Deniz Üçbaşaran ve Arslan Sayman imzalı kitaplara hayranlığımı... Kırmızı Kuş, Yıldız Cini, Şarkı Söyleyen Berber, Pirayenin Bir Günü, Barba ile Rabarba gibi harika kitaplardan Deniz Üçbaşaran´ı zaten biliyorsunuz.Bir çocuk kitabının, hele hele de okul öncesi için resimli bir çocuk kitabı ise, çizimlerin kitabın kalbi olduğunu düşünüyorum. İşte bu yüzden çizimlerine hayran olduğum Deniz Üçbaşaran´a merak ettiklerimi sordum.

Sevgili Deniz Üçbaşaran, beni kırmadı ve KitapkurduAnne okuyucuları için sorularımı yanıtladı, kendisine bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ediyorum...


KitapkurduAnne okuyucuları için biraz bize çocukluğunuzdan, eğitim hayatınızdan ve çizim yeteneğinizin keşfedilmesinden bahsedermisiniz? Aileniz sizi bu konuda destekledi mi?

İstanbul’da doğdum, eğitim hayatım da İstanbul’da geçti. Çocukken ve ilk gençlik yıllarımda bir şeyler çizer daha doğrusu karalardım.. O günlerde var olan yetenekleri keşfedecek, geliştirecek kurslar falan pek yoktu. Ben de kendi kendime herhangi bir yönlendirme olmadan tamamen içgüdüsel olarak çizerdim. Beni kimse keşfetmedi?. Üniversite de Güzel Sanatlar Fakültesi benim için olmazsa olmazdı, başka bir üniversite beklentim hiç olmadı. Güzel Sanatlar Fakültesi ailelerin çok da tercih ettikleri okullardan değildi o zamanlar. Sınavı kazandığımda aile içinde büyük bir sevinç yaşandığını hatırlamam. Ama annemin çizdiğim şeyleri beğeniyle eşe dosta gösterdiğini hatırlarım.

Çocuk kitapları çizmek hayal ettiğiniz bir şey miydi nasıl başladınız? İlk resimlediğiniz çocuk kitabı hangisiydi?

Evet çok hayal ettiğim bir şeydi. Ben 1966 doğumluyum. O yıllarda çocuk kitapları çok azdı. Resimli çocuk kitabı en iyi bildiğim Ayşegül serisi vardı. Hayranlıkla sayfaların içinde kaybolurdum. Yapı Kredi Yayınları geçtiğimiz yıllarda Ayşegül serisini tekrar bastığında gördümki bazı resimleri hiç unutmamışım. Bir de Tommiks Teksas gibi daha çok oğlan çocuklarının ilgi duyduğu çizgi roman serileri elimden düşmezdi. Öykülerin çizgiyle anlatıldığı kitaplar gerçekten ilgimi çok çekiyordu. Fakülteye girerken ulaşılması zor bir hayaldi bir kitabı resimlemek benim için. Ama hayalimdi. İlk kitabım Kırmızı Kuş’u yaklaşık 21-22 yıl önce resimledim. İlk baskısını 10 yıl kadar once yaptı. Böylece kitap dünyasına minik adımlarla girmeye başladım. Arslan Sayman yazıp hayat verene kadar uzun yıllar dosya içinde bekledi durdu anlayacağınız.

Deniz Hanım, çizimlerinize, sanatınıza hayran ve de özellikle okul öncesi resimli çocuk kitaplarında çizimlerin en önemli şey olduğuna inanan biri olarak merak ettiğim en önemli konu kitapların ortaya çıkış aşaması. Önünüze gelen bir hikayeyi okuyup resimliyor musunuz yoksa sizin çizimlerinizden mi doğuyor hikayeler, biraz işin mutfağını bize anlatabilir misiniz?

Bu işin standart uygulaması gelen metni resimlemektir. Ben de şimdi böyle çalışıyorum. Metin bana geliyor, iyi bir okumadan sonra benim kalemime, çizgime uygunsa kabul ediyorum. Çizimler ortaya çıktıkça yazar ve yayıncıyla paylaşıyorum. Ürettiğim işler konusunda rahatım ufak tefek eleştiriler dışında yazar ve yayıncıyla sorun yaşamam genellikle. Ayrıca yazar ve çizer uyumluysa ortak bir öykü de yaratabilirler. Çizgilerden bir öykü doğup onu geliştirebilirler. Bu sıradışı bir çalışma olur çok rastlanan bir durum değil. Bizim Arslan Saymanla böyle çalışmalarımız var.

Sizce iyi bir resimli çocuk kitabı ne gibi özellikler taşımalıdır?

Her şeyden önce güzel resimleri olmalı. Metin çizgi ilişkisi dengeli ve uyum içinde olmalı. Yazar kitabı yaratır, çizer baştan yaratır bana göre. Metnin alt metinlerini de yorumuyla ortaya çıkartır. Ustalık da yorumdadır. Resim metnin garnitürü değildir. Çocuk kitabı metinleri ayrıca özel ve önemlidir. Çocuğu yormadan, sıkmadan, kafasını karıştırmadan, gereksiz ayrıntılara boğmadan ve yanlış bilgilendirmeden süzme metinler olmalıdır. Elbette son derece iyi, akıcı ve güzel bir Türkçe olmazsa olmazdır.

Sevgili Arslan Sayman ile birlikte harika kitaplara imza attınız, sanırım yazar ve çizerin aynı yönden bakabilmesi ve böylesine bir uyum yakalayabilmesi çok nadir oluyor, birlikte hazırladığınız kitaplar nasıl doğdu? Bundan sonrası için birlikte yeni projeleriniz var mı?

Evet, Arslanla uyumlu bir çalışma şeklimiz var. Yaklaşık 20 yıldır aynı evi paylaşıyoruz, böyle olunca ortak bir şeyler yapmak daha kolay. Ben resimli öykü meraklısı bir insan olarak zaman içinde Aslan’ın kanına girdim çocuk kitaplarıyla ilgili. O da zaten edebiyatla ilgili olduğu ve reklam yazarlığından geldiği için hemen sorunsuzca katıldı çocuk kitapları dünyasına. Önce Kırmızı Kuş’a hayat verdi sonra Yıldız Cini. Şimdi yelpazesini genişletti farklı yaş gruplarındaki çocuklar için yazıyor. Umarım birlikte nice projeler yaparız.

Sizin için şimdiye kadar resimlediğiniz kitaplar içerisinde özel bir yeri olan var mıdır ve neden?

Bu soruya yanıt vermek o kadar zor ki. Kırmızı Kuş’un yeri ayrıdır. Öyküsü bana ait ilk çizdiğim ve ilk basılan kitabım. Bunun dışında Tülin Kozikoğlu’nun “Bir Tanecik Oğlum” kitabı da benim için özel. Çok özel bir öyküyü severek çizdim. Başarılı bir yorum olduğunu düşünüyorum. Ayrıca şiir resimlemeyi seviyorum ve çizdiğim şiir kitaplarını da eklemek isterim, yine Arslan Sayman’ın ilkokul çocukları için yazdığı Barba ile Rabarba sevdiğim kitaplar ama dediğim gibi tümü benim için özel.

Yanlış bilmiyor isem Yıldız Cini´nin hikaye kısmı da size ait ? İlerde hem çizimlerini yapıp hem de hikayesini yazdığınız kitaplarınızla buluşabilecek miyiz?

İlk zamanlar kafamdaki öyküleri resimliyordum. Fakat öyküyü ustaca yazıya dökmek bambaşka bir iş. Bu konuda kendimi hiç yeterli görmüyorum. Ama bir gün yazmayı başardığımı hissedersem çok isterim basılmasını.

Deniz Üçbaşaran´ın bir günü nasıl geçiyor çocuk kitapları resimlemek dışında yapmaktan hoşlandığınız neler vardır?

Ayaklarımı uzatıp kahve eşliğinde tembellik etmeye bayılırım. İyi kitap, iyi film, iyi dizi, iyi müzik, iyi bilgisayar oyunu, iyi muhabbetler vazgeçilmezler. Yaz aylarında bahçede geçirilen zamanlar. Güzel bir denizde yüzmek. Sınırlı olanaklarla olabildiğince gezmek ve gezmek.

Türkiye´de Çocuk Kitapları sektörü hakkında neler düşünüyorsunuz? Nerelerde eksikler var? Sanatınıza gereken değerin verildiğini düşünüyor musunuz?

Türkiye’de Çocuk Kitapları sektörü büyüyor, daha da zenginleşerek gelişecek gibi görünüyor. Artık daha çok çizer, daha çok yazar farklı yayınevleriyle iyi işler yapıyor. Dilerim bu gelişme sürer. Eksikleri ise en başta diğer tüm edebiyat dallarında olduğu gibi eleştiri, eleştirmen eksikliği var. Yayınevlerindeki çocuk edebiyatı editörleri, sanat yönetmenleri yetersiz. Gazetelerin çocuk edebiyatına hak ettiği ilgiyi göstermeyen kitap ekleri dışında çocuk kitaplarına neredeyse yer bulamıyorsunuz. Sanatıma değer verilme meselesine gelince yanıtım ‘artık değer veriliyor’ olacak. Türkiye’de 10 yıllardır bu işe emek vermiş çizerler var. Eminim her anlamda büyük sıkıntılar çektiler bu sektörde. Ben bu sıkıntıları yaşamamak için kitap resimlemeye emekli olduktan sonra başladım.

Çocuk kitapları okumaktan hoşlanır mısınız?

Evet hemde nasıl, hele iyi bir resimli çocuk kitabıysa bayılarak okuyorum.

KitapkurduAnne´den nasıl haberiniz oldu ve ne düşünüyorsunuz ?

Siteden Sara Şahinkanat aracılığıyla haberim oldu ve sürekli takip eder hale geldim. Öncelikle son derece faydalı bulduğumu söylemeliyim. Bu kalitede, nitelikli sitelerin sayısı artsa keşke. Benimle söyleştiğiniz için teşekkürler?